CUMHURBAŞKANLIĞINA SEVİNMEK

Asrın Lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Partili Cumhurbaşkanı olarak bir seçimi daha zaferle kazandı. Zaferi en anlamlı kılan Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Muharrem İnce´nin, “Çaldı da10 Milyon mu çaldı?” sözü oldu.

En anlamsız kutlama ise Kırıkkale´de yaşandı. Ak Parti 1 Kasım´da 105.000 oy aldı. Bu seçimde 74.000´de kaldı. Başarı çıtası Milletvekilliğinde 3-0´dan 1-1-1´e geldi. Peki, Cumhurbaşkanlığı? Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan´a 110.000 oy çıktı. Yani tek başımıza aldığımız oyun üstüne MHP ile birlikte 5.000 koyabildik.

Seçim zamanı herkes gördü ki, MHP İl Başkanı ve MHP Milletvekili adayları her platformda önce Cumhurbaşkanımıza oy istediler. Sonra milletvekilliğinde destek istediler. Seçim sloganları bile “Millet Aklı, Cumhur İttifakı” oldu.

Tokat Merkezli Deprem Kırıkkale'de Hissedildi Tokat Merkezli Deprem Kırıkkale'de Hissedildi

Ak Parti İl Başkanı ise MHP´nin yanından geçecek kadar Cumhurbaşkanlığına çalışmadı. Belki de yetileri bu kadardır, kızamıyorum. Ancak istifa etmesi gerektiğini kendisinin de bildiğini biliyorum. Gelin Cumhurbaşkanına kim çalışmış, kim çalışmamış, Karakeçili´de yaşanan bir örnekle anlatayım. MHP´li güçlü bir isim anlattı, iyi okumanızı öneriyorum.

Karakeçili İlçesinde bir cenaze olur, Cenazeden sonra MHP 3. Sıra adayı Ömer Dedebali, ilçe merkezinde seçim çalışması yapıyor. Orta yaşın üstü herkes Ak Partili, misafir ediyorlar, iyi davranıyorlar ancak kıvırmadan da Ak Partiye atacaklarını söylüyorlar. Dedebali, Karakeçili´nin eski doktoru herkesi isim isim tanıyor. En son gençleri topluyor, gençlerde Ak Partiliyiz deyince, Dedebali başlıyor anlatmaya. Tabi kendisine de sempati var. Can kulağı ile dinliyor gençler. Dedebali Cumhurbaşkanlığında Erdoğan´a atın, Milletvekilliğinde MHP´ye atın deyince, öyle oluyor mu? Diye bir cevap alıyor. Dedebali seçim sistemini anlattıktan sonra, gençlerin sözünü alıyor ve çıkıyor. Ertesi gün Kırıkkale Ak Parti İl Başkanı Nuh Dağdelen, Karakeçili İlçesini ziyarete gidiyor. İlçede vatandaşlarla sohbet ederken, MHP´ye oy atmayın, MHP´ye attığınız her oy CHP´ye gider diyor. O gençler kalkıyor ve MHP adayı burada Erdoğan´a oy topladı, sen ne yapıyorsun der gibi şeyler söylüyorlar. Karakeçili misafirperver, bir ilçemizdir, Türk Boyudur. Büyükler gençleri kovuyor, İl Başkanına da burası karışmasın sizde gidin diyerek kibarca kapıyı gösteriyorlar. İşte bu olaydan sonra Sayın Bahçeli, tüm televizyonların önünde Ak Parti Milletvekili adaylarına, “Kendinize Gelin” çıkışı yapıyor.

Karakeçili´de 1 Kasım´da Ak Parti %75,7, 1.651 oy almıştı. MHP ise %17, 374 oy almıştı. Ya bu seçim? %49,5, 1023 oy Ak Parti, %33,31, 689 oy MHP aldı. İşte seçimin özeti budur. O gün, o konuşmayı yapmasa Dağdelen, Ak Partinin oyu en fazla 100 düşecek, MHP´nin oyu da en fazla 100 artacaktı. Cumhurbaşkanlığında ise 1 Kasım´da alınan oyun yakını olan 1.686 oy aldı.

Yani demem o ki, Cumhurbaşkanımız için sahada çalışan, oy bazlı seçim çalışması yapan, MHP İl Başkanı Erdal Baloğlu ama kutlamasını yapan Nuh Dağdelen. Sayın Dağdelen, sanıyorum Cumhurbaşkanımıza olan bağlılığından dolayı seçim gecesi milletvekilliği sonuçlarına bakmadan, Cumhurbaşkanlığı sonuçlarını takip etmiş. O gece 1-1-1 olduğunun farkında değildi muhtemelen. Neyse ki artık farkındadır ve Cumhurbaşkanımıza olan bağlılığı ile istifa etmesi gerekir. Ben inanıyorum Nuh Dağdelen, Sayın Cumhurbaşkanımız için istifa eder desem de, siz inanmayın! Neden mi?

Yıl 2009, Ak Parti İl Başkanı, Belediye Başkanlığına aday belirlemede adeta intihar etti. Bazı isimler için genel merkeze, istifa ederim restini bile çekti. İstediği isimler aday oldu. Ancak il ve ilçelerde fecaat ile sonuçlanan bir seçim yaşanınca, Genel Merkez istifasını istedi. İstifa etmedi İl Başkanı. Üstelik kongre için delegeleri kendisi yazdı, Genel Merkeze karşı adeta isyan girişimine girdi. Kulakları her türlü uyarı ve ikaza kapalıydı. Kongre´de Ak Parti Genel Merkezi, İl Başkanı adayı olarak Zühtü Aksal´ı belirledi. Ak Parti geleneklerinde kongrede tek aday çıkar, Lider yani Sayın Genel Başkanımız (Cumhurbaşkanımız) ne derse o olur. Ancak İl Başkanı, dönemin Başbakanı, günümüzün ilk Başkanı olan Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın kararını hiçe sayarak, Kongrede aday oldu. Neyse ki kendi yazdığı delegeler bile itibar etmedi o İl Başkanına ve Zühtü Hoca İl Başkanı oldu. O İl Başkanı kimdi biliyor musunuz? Nuh Dağdelen´in ta kendisiydi...

İşte ben Mustafa Ataş´a bundan kızıyorum. 2009 yılında bu kadar belayı başımıza açan adamı, tekrar göreve getirdiği için kızıyorum. Görüyorum ki Nuh Dağdelen aynı adam. Kongresini de yaptı, 3 yıl görevdeyim diyor… Kimse istifa etmesini beklemesin, bir Mustafa Ataş daha bulursa istifa eder ancak bu kez de Belediye Başkanlığı için!