Cami kubbesinde tehlikeli çalışma Cami kubbesinde tehlikeli çalışma

 

 

HER TÜRLÜ FEDAKÂRLIĞI YAPIYORUZ

Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle İl Müftü Yardımcısı Kübra Göker tarafından Nur Camii Konferans Salonunda Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler konulu, kadınlara yönelik konferans verildi. Konferansa Kur´an Kursu öğreticileri, öğrencileri ve kadınlar katıldı. İl Müftüsü Şahin Yıldırım konuşmasında Camiler ve Mescitler Allah´ın göndermiş oldu dinin yaşandığı, Allah´a hallerinin arz edildiği mekânlar olduğunu söyleyerek, “Bu mekânları bizler görevlilerle beraber, yaşatmak adına her türlü fedakârlığı yapıyoruz”

 

DİN HİZMETİNE ADANMIŞ ÖMÜR

‘Din hizmetine adanmış ömür denildiği zaman kuşkusuz birinci örnek Peygamberimiz A.S.M´dır´ diyen Müftü Yıldırım, “Dinimiz, ahseni takvim olarak yaratılan insana emanet edilmiş bir dindir. Oku emri ile başlamıştır. 23 yıllık hayatında her anını yaşayarak örneklik sunmuştur. Onu hem arkadaş, hem eş, hem baba, hem dede… her türlü örnekliği ondan görebiliyoruz.  En son da veda hutbesinde “Bu dini tebliğ ettim mi?” 3 defa sormuş ve “Şahit ol Ya Rabb” ifadeleriyle vazifesini tamamlamıştır”

 

BU DÜNYADA BULUNMA AMACIMIZ İMTİHANDIR

Ardından konferansını vermek üzere İl Müftü Yardımcısı Kübra Göker konuşmasında şu bilgilere yer verdi: “Kur´an´ın gönderiliş amacı, bizim bu dünyada bulunma amacımız imtihandır. Hayat serüvenimiz Allah´ın yaratması ile başladı. Ayetin ifadesiyle hangimizin daha iyi iş işleyeceğimizin tespiti için dünyada bulunuyoruz. Rabbimiz bizi dünyaya göndermiş fakat kendi yolumuzu bulmamız için bizi yalnız bırakmadı. Peygamber ve kitaplar ile nasıl amel edeceğimizi bize bildirdi. Son kitap olan Kur´an-ı Kerim´de ise önceki kitaplarda bulunmayan bir özellik mevcuttur ki Allah´ın muhafazası altındadır”

 

CENNET DE MERTEBE MERTEBEDİR

“Andolsun ki Kur´an´ı biz indirdik. Onun koruyucuları da biziz. buyurmaktadır. Kur´an´ın kendisine nazil olduğu rasul ise ayette “Andolsun, Allah, mü´minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur.” ifadesiyle anlatılmaktadır. Peygamberimizden sonra ise hadis-i şerifin ifadesi ile peygamberlerin varisleri olan âlimler tebliğ ve irşat vazifesini üstlenmişlerdir. Yaratılmışlar içinde Allah´a en yakın olan mukarrabun melekleri… Onların mekanları Arş-ı Ala olduğu gibi Cennet de mertebe mertebedir. En üst mertebeden daha üstü yoktur. O makamın üstü ise Allah´ın zatına mahsus makamıdır. İnsanların da Allah´a yakın olanları yani mukarrabun olanları onlardır”

 

KALK VE UYAR

“Peygamber Efendimiz “Kalk ve uyar” emrini aldı. Ondan sonra adeta hiç oturmadı.  İşte bu iş adanmayı gerektiren iştir. İslam dinini de Peygamberimizden sonra miras alanlar... onlar da yüksek makam sahibidirler. İbrahim a.s kıssasında da gördüğümüz üzere hayatımızda neyi feda edersek Cenab-ı Hakk bizlere dünyada da neticelerini gösterecektir. Bu makamda Hz. İbrahim a.s´ın şöyle bir duası vardır: “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat. Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” Bu dua makbul olmuştur ki diğer dine mensup olanlar da onu hayırla yâd eder. Biz de Salli-barik duasıyla adını her namazımızda hayırla yad ederiz” dedi. Konferans programının sonunda Kur´an´ı güzel okuma yarışmasındaki il birincisine ve emekli olan personele hediyeleri takdim edildi.