Sivas-Kırıkkale-İstanbul YHT seferleri başlıyor Sivas-Kırıkkale-İstanbul YHT seferleri başlıyor


BİZE YİNE KARAKOLLAR!..

 İşletiyorlar,

Dalga geçecek az sonra şakaladık diyecekler akılları sıra dedim…

He-hı dan sonra,

Henüz uykulu olduğumu anlayan polis memuru gülerek “ cumhuriyet karakoluna uğrarsanız ne olduğunu anlatırım size” dedi.

Anladım, şakası yok işin,

Çarçabuk giyinip gittim mesai saatinin henüz başlangıcında!..

Savcılıktan  30-12-2018 günü yazdığım “DERKEN PERDE” başlıklı makalemle ile ilgili ifademi istemişler, sağ olsun polis memuru beyde beni o nedenle ifadeye çağırmış.

Bu yazı size mi ait dedi hoş geldin faslından sonra,

Evet dedim.

-Kime hakaret ettiniz makaleniz ile?

-Anlamadım!..

-Baştan alalım!..

-siz 30-12-2018 günü “derken perde” diye bir yazı yazmışsınız, konusunu hatırlıyor musunuz?

-Hayır!..

-savcılığın bize gönderdiği evrak  bilgisayardan simsiyah çıkmış okunmuyor ama ben o tarihli köşe yazınızı gazetenizden buldum, müsaade edin okuyayım size tekrar!..

Ve okudu sağ olsun.

-bu yazı size mi ait?

Evet harfi harfine bana ait.

-peki kime hakaret ediyorsunuz burada?

Valla bende bilmiyorum, kim üstüne alınmış ki?

Asayiş, terörle mücadeleye yazmış, terörle mücadele bizle alakası yok deyip geri iade etmiş, derken savcılığa intikal etmiş konu, oradan rektörlüğe, sanırım onlar da bir şey dememişler ama ifadeni almamız için bize göndermişler… sen bu yazı ile kime hakaret ediyorsun, yada  hakaret ettiğin biri varsa kim veya kimler?

Allah Allah!..

Şaka gibi yahu!..

Efendim: 2008 yılında üniversitenin açmış olduğu, bizzat oğlumun yaşadığı imtihan ve sonucu üzerinden ironi yaparak 58 yıllık yaşantımı eleştirmiştim. Hakaret yada insan onuruna saygısızlık gibi bir şeyler olduğu kanısına nerden vardınız anlamıyorum. Varsa şayet bu makalede ki öyle,  sadece kendi yaşantımın tükenen bölümüne hayıflanma ve özeleştiridir. Sanırım ya dikkatli okunmadı, yada dikkatli gözlerden uzak kaldı… yazının bütününü okuduğunuzda görecek ve anlayacaksınız ki içeriğinde, kimseye hakaret etmek gibi bir fiil –eylem olmadığı gibi, niyet de yoktur. Derdim, sadece kendimle ilgilidir ve öz eleştiridir.

Ben bunu dedim ama sağ olsun polis memuru “yazışma diline dökelim bunu” dedi, bildiğin gibi yaz dedim, yazdı imzaladım, sonuç ne olur diye sordum, valla bilmiyorum ya takipsizlik verirler yada derdini mahkemede anlatırsın dedi…

Hayırlısı olsun, “şeriatın kestiği parmak acımaz” dedim, ama bu arada sabah girdiğim karakoldan öğlen üzeri çıktım.

Birde,

Mahkemeye verilirsek şayet, yandı gitti gülüm keten helva, ne zaman biter, neyle ve nasıl sonuçlanır Allah bilir…

NOT:   hani “sana sevdanın yolları bana kurşunlar” diyor ya şair,

Değiştirdim!..

Hak etmeyene hak etmediği koltuklar, bize yine karakollar yine mahkemeler…