Köşe yazarı olmanın en keyifli yanı, okuyucularla kurulan o enteresan bağ. Yazı yazdıkça, okuyucu kitlesi oluşuyor. Bu kitle gün boyu, bugün ne yazdı, bugün yazı yazdı mı diye haber sitemizi yada sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyor. Yazı yazmayı biraz ihmal edince, mesajlar gelmeye başlıyor, hasta mısın? Bir sıkıntı mı var? Artık yazmayacak mısın?
Yazılar yayınlandıktan sonra onlarca telefon ve mesaj alıyoruz. Katılan birkaç övgü cümlesi kurarken, katılmayanlarla başlıyor hararetli bir tartışma. Fikir alışverişleri, şu konuyu da yazsan istekleri falan. Gazeteciliğin en keyifli yanı Bu bence…
Son iki yazımdan dolayı bende çok eleştiri aldım.
“Bir Can´ımız Kaldı” başlıklı yazım hakkında arayan daha çoktu. Ya birini övmek sana yakışmıyor dediler. Oysa o yazımda da eleştiri vardı ancak Ramazan Can´a ihtiyacımız olduğu gerçeğini anlatmıştım. Sonra “Hepimiz Polis Olalım” başlıklı yazım küçük bir tepki aldı. Çok ilginç bu yazı “yalakalığa vardı” diyen bile oldu. Herkese cevabım “Marifet İltifata tabidir” oldu.
Evet, Marifet İltifata Tabidir. Ayrıca silah atılmasına karşı polisin tek başına refleks vermesi başarılı olamaz. Ancak STK´lar, Kurumlar, Siyasetçiler, Gazeteciler, Halkımız bir olursak, bu hastalığı yenebiliriz.
Kırıkkale İl Emniyet Müdürü Mahmut Çorumlu, liyakat sahibi bir adam. Katip gibi bir müdür değil. Rutin işlemler yapan bir adam değil, sorumluluklarının dışına çıkan bir adam. En önemlisi Kırıkkale´yi seviyor, Kırıkkale insanını seviyor. Ben Kırıkkale´yi seven herkesi severim.
Bizim diğer İl Müdürlerini inceledim. Çoğu müdürlerimiz, katip gibi çalışıyor. Rutin işleri yapıyor, imzalarını atıyor, akşam olunca evine gidiyor. Hatta Ankara´da ikamet eden müdürlerimiz var. Yahu bu kadar kötü içinde bir tane iyimiz varsa övmeyelim mi?
Bakın mesela Milli Eğitim Müdürü…
Yeni geldi değil mi? Ne yaptı? Neyi değiştirdi? Önceki Müdürü eleştiren birkaç kişi ile diyalog kurdu, Sendika Başkanı ile arasını iyi tuttu. Birkaç süslü söz, eğitimde şuralara geleceğiz falan! Sonuç? Yahu dur, daha yeni geldi demeyin?
Benim anlayışımda gelir gelmez müdahale eden adam başarılıdır. Şehrin dinamitlerini çözüp, Atanur Aydın gibi davranan adamlar değil! Yaz tatilinde öğretmenler maaş almıyorlar mı? Peki, ne iş yapıyorlar? Müdür Bey her hafta okullarda nöbetçi öğretmenler belirlese, yaz okulu açsa, hangi öğrencinin, hangi dersi zayıfsa yaz aylarında özel ders gibi bir imkan tanısa nasıl olur? Hem öğretmenler yattıkları yerden maaş almazlar, hem de öğrenciler daha başarılı olur. İmkansız mı? Başarılamaz mı?
Kültür Müdürü de yeni geldi!
Ben Kültür Müdürleri yerli olsun diyordum. Vazgeçtim! Kültür Müdürlükleri kapatılsın… Şehrin kültürünü öne çıkartmadıktan sonra, gizli kalmış cennetlerini ortaya çıkartmadıktan sonra neye yarar Kültür Müdürlükleri. Kültür Merkezini, kiraya vermekten başka ne yapıyorlar? Ben bir ile Kültür Müdürü olsam hemen bir ekip kurarım. Köy köy gezdirir, şehrin kültürel değerlerini öğrenirim. Bunların üzerinden çalışmalar yapar, tanıtımını yaparım. Yani rutinin dışına çıkarım. İşte o zaman başarılı müdür olurum. Yoksa gelen kâğıdı imzala, memurların izinlerini ayarla, kültür merkezini kiraya ver. Ne oldu müdür mü oldun derler adama!
Ya Müftü!
Müftülüğün görevi sadece 5 vakit ezan okutmak, Camilere imam tayin etmek, cenaze namazı kıldırmak mıdır? Bakın, bizim okullarımızda dersin adı Din Bilgisi değil, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi… Neden biliyor musunuz? Din Elif-Be-Te-Se öğrenmek değildir. Din bir Subhaneke, Ettehiyatu, İhlas surelerini ezberlemek değildir. Dinimizin, bir Kültürü bir Ahlakı var. Yaz ayları, çocuklarımız boşta. Her hafta bir Camide, seminer verilse, Veliler çocuklarını bu seminerlere gönderse, seminerlerde çocuklarımıza İslam Dininin, Kültürü, Ahlakı öğretilse kötü mü olur? Mesela çocuklarımıza uyuşturucunun zararlarını anlatsalar, mesela çocuklarımıza haramı anlatsalar kötü mü olur? İşte bir Müftü o zaman benim gözümde başarılı olur. Nur Caminin yanında, lüks bir binada oturarak değil. Tarikat gibi oluşumlara çocukluğumdan beri karşı durdum. Ancak onları suçlamıyorum. Çünkü bu tür oluşumlar boşluklarda ortaya çıkarlar. Diyanet açık bırakırsa, tarikatlar o açığı kapatıyorum derki, İşte o zaman işler içinden çıkılmaz hal alır.
Mahmut Çorumlu´yu bundan seviyorum ve bundan takdir ediyorum. Rutinin dışına çıkıyor. Torbacılara savaş açtı, halk destekledi başarı geldi. Bugün eczane soygunları oluyor, kasadaki paraya dokunmuyorlar, uyuşturucu ilaçları çalıyorlar. Neden? Kullanıcılar uyuşturucu bulamıyorlar!
FETÖ operasyonları yapıldı. FETÖnün illerdeki derin yapısının çökertildiği ender illerden biriyiz.
Silaha karşı her sene açıklamalar yapılıyor. Bilinçsiz silahlanma anlatılıyor, düğünlerde silah sıkmayın deniliyor. İlk defa top yekün bir mücadele başladı. Başlatan Mahmut Çorumlu, ancak sahiplenen tüm halkımız. Başarı gelecek ben eminim!
Diğer müdürlere çağrımdır. Rutinlerin dışına çıkın. Elinizde ki gücü halka hizmet yolunda kullanın. Koltuğa yapışıp kalmayın. Okul müdürüyseniz dahi, etrafı çiçeklendirin, yaz aylarında mahallelerde ki çocuklarla iletişim kurun. Onların uyuşturucu gibi bataklıklara düşmesine müsaade etmeyin!
Hepiniz ithalsiniz, sizin yaptıklarınızı yapacak birçok Kırıkkaleli var. Kırıkkale´de oturacak, Kırıkkale insanı ile iç içe olacak onlarca Üniversite Mezunu memurlarımız var. İşinizi layıkı ile yapacaksanız yapın, yoksa şehrimizi terk edin!
