Bakın Rektör Bey…

 

Geçtiğimiz günlerde Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğüne Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ersan Aslan atandı. Böylelikle uzatmalı rektör Ekrem Yıldız´da, birçok kötü anı bırakarak çok şükür şehrimizden ayrıldı.

Kırıkkale’de şiddetli rüzgar, ağaçları devirdi! Kırıkkale’de şiddetli rüzgar, ağaçları devirdi!

Bazı kişiler vardır gidişi olsun da dönüşü olmasın deriz. Ekrem Yıldız´ın gidişi ile birçok kişi “gidişin olsun, dönüşün olmasın” sözünü kullanmıştır. Mesela esnaf, blok ders uygulamasını getirdiği ve kaldırmadığı için Rektör Ekrem Yıldız gidince muhtemelen davul çaldırıp, köçek oynatmıştır…

Bir şahsiyet gitti, yerine bir adam geldi. Öyle bir yazı yazmalıyım ki hem gidenin yaptıklarını unutmadığımızı göstermeliyim, hem de yeni gelene bak bunları yapma demiş olmalıyım.

Nereden başlayacağımı bilmiyorum. FETÖ´den mi? Şehitlerimizin posterlerinin indirilmesinden mi? Basın Özgürlüğünden bi haber olmasından mı? Blok ders uygulaması ile şehre ihanet etmesinden mi? FETÖ Üniversitesi ile kardeş üniversite olmasından mı? Tıp Fakültesi Hastanesinin özellikle Acil bölümünün dökülmesinden mi? Beşir Abisine yalakalık yapmasından mı? Hiç bir şey yapmayıp, giderayak Kırıkkale´nin en değerli varlıklarından biri olan Kırıkkale Üniversitesinin adını, Kırıkkale´nin hiç sevmediği, hatta kabul etmediği Beşir Atalay Kampüsü olarak değiştirmesinden mi? Siyaset yapıp, hatta siyasette ekipçilik işlerine girmesinden mi? Belki de en önemlisi başarı sıralamalarında Kırıkkale Üniversitesini diplere düşürmesinden mi?

Sevgili Ersan Aslan,

Rektör Bey…

Kırıkkale´ye sevdiğinizi söylüyorsunuz, biz sevdiğinize inanıyoruz. Kırıkkale´yi tanıdığınızı da biliyoruz. İşiniz çok zor Allah yardımcınız olsun. Ancak bir yerden de işiniz çok kolay, çünkü hiçleri oynayan, çok başarısız bir rektörün üzerine görev aldınız. Bundan sonra başarılı çok ufak işler dahi sizi baş tacı yapmamızı sağlayacak. Çünkü başarıya o kadar açız ki, küçük ve günlük başarıları dahi şenlikle kutlayasımız var.

Bakın Ersan Bey, zamanında 15 Temmuz Darbe Girişimi olmuştu. Şehrimiz her zaman ki gibi milliyetçi ve devletçi şuuru ile tüm ülkemizde halkımızın yaptığı gibi meydanlara inmiş ve demokrasiye 15 Temmuz gecesi sahip çıkmış, sonraki gecelerde Demokrasi Nöbeti tutmuştu. 2 Bürokrat bu nöbetlere neredeyse 10 gün sonra katılmıştı. Bu iki bürokrattan bir tanesi Sayın Ekrem Yıldız´dı. Özrü de kabahatinden büyüktü, Ankara´da ikamet ettiğini söylemişti. Gelip Kurumunun başında FETÖ ile Mücadele etmek, aklına bile gelmemişti. Sahi kimle mücadele edecekti ki, akıl hocalarının referans olduğu adamları nasıl görevden alacaktı? FETÖ´den yargılanan adamlar, FETÖ Araştırma Komisyonlarında görev yapıyordu. Hatta dekanlık görevi devam ediyordu. Kötü bir dileğimiz yok Ekrem Bey hakkında, Kırıkkale Üniversitesinde okuyan, geleceğimiz olan genç arkadaşlarımıza eğitim anlamında ne verdiyse, Allah´ta onun çocuklarına daha çoğunu versin.

Bakın Rektör Bey, ben Mahkemeden hiç çekinmem. Adaletin kestiği parmak acımaz diyenlerdenim, doğru bildiğimi söylerim cezasını da çekerim. Kırıkkale Üniversitesi beni ve gazetemi onlarca kez şikayet etti, hepsinden de alnımızın akı ile haklılığımız tescil edilerek çıktık. Şikâyet edilmek bizleri üzmüyor da, Üniversitesinde Hukuk Fakültesi bulunan bir eğitimcinin, basın özgürlüğünden bi haber olması ve hakaret ile eleştiriyi, tehdit ile uyarıyı ayıramayacak kadar bilgisiz olması inanın bizleri çok üzüyor.

Bakın Sevgili çiçeği burnunda Rektörüm, hoş geldiniz sefalar getirdiniz. İnanın çok sevindik. Ancak sizden önce iki dönem rektörlük yapan arkadaş üniversite ile şehri kaynaştırmak bir yana ayrıştırmak için elinden geleni yaptı. Gelin evinizi önce Kırıkkale´ye taşıyın. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarlığı yaptınız. ODTÜ falan demeyeceğim ülkemizde birçok üniversitenin haberleri çıkıyor. Şu teknolojiyi geliştirdiler, şu makineyi güneş enerjisi ile çalışır hale getirdiler gibi bizde okuyoruz, yemin ederim kıskanıyoruz. Sizin de uzman olduğunuz alan, Kırıkkale Üniversitesi artık kapı yıkan, kapı yapan, kapının adını değiştirerek yalakalık yapan bir üniversite olarak anılmasın. Bilimle, teknolojiyle anılsın. Çöp kutusuna basketbol potası koyarak eğitim olmaz, bunlar ilköğretim çocuklarının daha çok dikkatini çeker. Üniversite öğrencileri çöpten enerji üreten santralleri geliştirmelidir. Eğer sahiden işinizi ve şehrimizi ve göz bebeğimiz olan Üniversitemizi seviyorsanız bunlar sizin uzmanlık alanınız. Bunları yapar koltuklarımızı kabartırsınız.

Eskiyi yazıp içinizi karartmak istemezdim. Zaten çok küçük bir bölümünü yazdım, hepsini yazmaya kalksak size bir kitap göndermek zorunda kalırdık. Bunları da bildiğinizden şüphemiz yok, ancak hatırlatmakta bizim görevimiz. Kırıkkale Üniversitesinin şehirle kaynaşmasını ve çok başarılı bir eğitim yuvası olmasını istiyoruz. Sizin de göreviniz bu, yani sizden çok bir şey beklemiyoruz, yalnızca görevinizi layıkı ile yapmanızı istiyoruz. Bu şehrin insanı kötü insan değildir, ülkesi için, eğitim için yapmayacağı fedakârlık yoktur. MKE Fabrikalarının kuruluşunu ve Kırıkkale Üniversitesinin kuruluşunu zaten biliyorsunuzdur. Dolayısı ile ne demek istediğimizi çok iyi anlıyorsunuzdur. Siz eğitimi geliştirmek için, Kırıkkale Üniversitesini geliştirmek için şunu yapmamız gerekiyor deyin, biz yapalım. Yapmazsak bizim Çıban Yıldızına yaptıklarımızı, söylediklerimizi siz de bize söyleyin.

Umarım yeni grevinizde ve yeni öğretim yılında Üniversitemize, Şehrimize ve Kendinize hayırlı işler yapmayı Allah size nasip eder.