AYASOFYA AÇILDI!..

İnternet yasaklarını şimdilik savuşturmuş,

Yakalanan,

İyileşen,

Entübe,

Veya

Ölen-kalan  gibi sayılara dikkat kesilmişken biz,

Kel Ali´nin bağı gibi karman-çorman oldu son bir haftada ülkemiz.

Dayak-küfür, itiş-kakış ve gaz eşliğin de,

Çoklu baro kanunlaştı mesela.

Öncelikle,

Hukuk fakültesi mezunu olma şartı kaldırıldı “hakim” lik yolunda.

Ne güzel!..

Konya´nın Ilgın ilçesinin bir köyünde, kömür ocakları için tarlaları istimlak edilen köylüler,  Konya tarihin de ilk defa “susma sustukça sıra sana gelecek” dedi, bu sol ve solcu istekleri çağrıştıran sloganın üstüne  jandarmadan dayak yemekle birlikte birde  Kaymakamdan “sus lan” diye azar işitti.

Kaz dağları delik deşik edilirken tam gaz,

Eski genel kurmay başkanı şimdiki savunma bakanı Hulusi Akar, ilk defa EGE de 18 adanın Lozan´a aykırı olarak Yunanlılar tarafından silahlandırıldığını itiraf etti. (yani adalarımız harbi harbi işgal altında!)

Ve

Ayasofya ibadete açıldı.

Başta coğrafi konumu gereği ulaşılması çok güç olduğu için yakaladıkları genç kız-gelin ve oğlanlara tecavüzün, işkencenin ve kullandıkları silahın merkezi ve deposu haline getirdikleri “Akdamar ” ve onlarcası eskisine uygun olarak restore edilip kilise olarak ibadete açılırken “gıkı” çıkmayan necip milletim, pek sevindi bu icraata!..

Hatta,

Alnının secdeye değdiğinden emin olamadığım, pandemi dolayısı ile 2 aydan fazla dükkanı kilitli kalan, bir çok meslektaşının gırtlağına kadar borç batağında debelendiğini bilip görürken kendi, çaldığı ıslıkla madımanak diken bir berber kardeşim,  uçtu havalara!..

Geçtiğimiz hafta gerçekten çok önemli şeyler oldu memlekette,

Lakin

Enflasyon aynı…

İşsizlik,

Yolsuzluk,

Hırsızlık,

Haksızlık,

Ve

 hukuksuzluk da aynı.

Irza geçme,

Dayak,

Cinayet gırla giderken,

Torpil ve şatavat hiç olmadığı kadar fazla…

Ama sorun değil!..

İnternet dış mihraklı! salvo ile kendini kurtarırken şimdilik,

Çoklu baro kanunu kabul edildi,

Köylü dayak yedi,

Namaz kılmak isteyene zaten açık olan “Ayasofya” külliyen açıldı.

Hayırlı olsun!..

NOT:

59 yaşıma geldim, ilk defa bir bakanın şehir içinde ki tabela ve parklara müdahil olduğunu gördüm. Buda bize anlatıyor ki,  ülkede şehircilik ve çevre ile ilgili  bütün sorunlar çözülmüş, eksik olan fıstık-i yeşilin, yani, sıradan bir ilde belediyenin görev alanına giren caddede ki tabela ve ardiyeciler sitesinde ki alanın risk taşıyıp-taşımama konusuna gelmiş…! Tebrik ederim kendilerini…!