Alman araştırmacı,

 filozof,

Sosyolog,

Bilim,

Düşün adamı Friedrich Nietzsche derki:

“ Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu” odur.

Ünlü aktristimiz Şener Şen,

 Bu sözü az biraz sadeleştirip Türkçeleştirerek,

“ En namuslu sözler, en namussuzların dilinde!” demiş.

 “Sanat sanat için midir, Sanat toplum için midir” kavramını tartıştırıp,

Tıpkı,

Yumurta tavuktan mı çıkar, tavuk yumurtadan mı sözünün cevapsız kaldığı ve sonuçta herkesin kafa göz yardırıp ayırt olduğu form´un düzenleyicisi  sanat tarihi hocamız sevgili Hülya Daldal ise konuya:

“ İnsanoğlunun aziz kılığında şeytanın rolünü üslenmek gibi bir vazifesi olduğunu unutmamak gerekir” şeklinde yaklaşmıştı.

 Atalar ise böylesi durumlar için,

“Güzel söz söyleyince iyi insan olunmuyor,”

“ Lafa bakılmaz Ayinesi iştir kişinin” sözünü türetmişlerdi.

En ilginci,

Enteresan,

Dikkat çekici,

Ve

Ağızdan çıktığında insanın bam teline dokunan sözü ise eskinin boyacısı,

Şimdinin taksi şoförü Mehmet Ali Taşdemir abim sarf etmişti bir zamanlar.

“her yalan sözde insanın alnının çatında  boynuz çıksaydı şayet geyikler gibi, kimse kurukahvecilerin köşeyi birbirine takılmadan dönemezdi…”

“Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” anlayışı ve yaşam tarzı, Sümerlerden günümüze süre gelmektedir coğrafyamızda ve bu bizim istisna hariç hepimizin karakteristik özelliğidir.

 

Uzun  süre yurt dışında yaşamış bir arkadaşım merak ediyor,

Ve

Evlendirme dairelerinde 24.04.2024 yoğunluğu Evlendirme dairelerinde 24.04.2024 yoğunluğu

“yurdum insanının söylemi ile yaşamı arasındaki fark neden kimseyi rahatsız etmiyor ve her şey normalmiş gibi herkes günlük yaşamına devam edebiliyor ” diye de soruyor.

Cevabı gayet basit ve net.

Burası Türkiye,

Anadolu yani.

Burada insanların beyni düzüne zor, tersine kolay çalışır.  Bir şey icat et de birine,  insanoğlunun yaşamı kolaylaşsın, icat edemez…

Ama

İcat edilmiş bir şeyi farklı alanda kullan de,  icat edene nazire yaparcasına anasını bile ağlatır alimallah…

 Burası vazgeçilmezlerin yurdu,

Dünyanın ekseni,

Vazgeçilmezlerin olmadığında eksenin kırılma noktası.

Dün ak dediğine bu gün kara dediği söylemi doğru değildir aslında insanımızın. İşine geldiği sürece her renk ak, gelmezse sadece renkler değil her şey karadır dünü ve bu günü katmadan.

Tencere dibin kara, seninki benden kara” misali,

Doğusu-batısı, kuzeyi güneyi, hatta yavru vatan Kıbrıs, Kerkük-Musul! (bura ironi) dahil bu coğrafyada, kimsenin kimseye söyleyecek sözü yoktur söylem ve yaşam arasındaki fark konusunda, kimsenin gördüğünde ve duyduğunda şaşırmamışlığı da o nedenledir aslında.

İstisna yok mu?

Var elbet!..

Ama umumiyet tutturmuş menfaati noktasında bir yol,

Bulmuş kitapta kendine uygun bir sayfa,

Yaşayıp gidiyor işte bu gün söylediğinin aksini dün söylememiş ve kimse de bunu duymamış gibi.