Nereden vardın bu kanıya derseniz, vereceğim cevap tüm partilerin, halkın sorunlarından kopuk olmalarıdır. Ekstra olarak ta seçim çalışmalarında çok tecrübeli partiler olmalarına karşın türlü amatörlükler yaptıklarını gösterebilirim.

Hatta aday listelerinde ki aksaklıklar, yanlışlar erken seçim kararını alanlar için bile sürpriz olduğunu gösteriyor. Bütün partiler şaşalı toplantılarla seçim vaatlerini açıkladılar. Aynı toplantılarda illerin adaylarının da tanıtımlarını yaptılar. Ak Partinin aday tanıtım toplantısında ilk dikkatimi çeken konu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile adayların fotoğraf çekimiydi. Önceki aday tanıtımlarında Sayın Cumhurbaşkanımız adayların ellerini kaldırır fotoğraf çekinirdi ancak bu sefer adayların ellerini kaldırmadı.

Sevim Ana’dan Kırıkkalegücü futbolcularına tatlılı motivasyon Sevim Ana’dan Kırıkkalegücü futbolcularına tatlılı motivasyon

Erken seçimin bu kadar erken olmasını belli ki halkta beklemiyordu. Erken seçim konuşuluyordu ancak bunun Haziran´da yapılması herkes için sürpriz oldu. Öyle ki ilk defa bir seçim döneminde bu kadar kararsız seçmen vardı. Cumhurbaşkanlığında Sayın Erdoğan´a atacağım ama milletvekilliğinde kararsızım diyen seçmenler bugün Cumhurbaşkanlığında Erdoğan´a atacağım ama milletvekilliğinde Ak Partiye atmayacağım şeklinde görüş bildiriyor.

Bildiğiniz gibi bu seçim iki pusula tek zarf olacak. Yani aynı zarfta oy atan kişinin hem parti tercihini hem de Cumhurbaşkanı tercihini göreceğiz. Milletvekilliğinde Ak Partiye atacak, Cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce´ye atacak seçmen tanıyorum. Cumhurbaşkanlığında Erdoğan´a milletvekilliğinde İYİ Partiye atacak seçmen de tanıyorum. HDP´nin etkin olduğu şehirlerde Erdoğan´a atabilirsiniz ama milletvekilliğinde HDP´yi baraj altı bırakmayın diye çalıştığını da biliyorum. Yani kimin eli kimin cebinde belli değil!

Şu bir gerçek ki Ak Parti Milletvekilliğinde, Cumhurbaşkanlığından çok daha az oy alacak. MHP´nin Cumhurbaşkanı adayı yok ama milletvekilliğinde, Kırıkkale için söylüyorum rekor oy alabilir. Ak Partinin 7 Haziran seçim çalışmalarında düştüğü hatalara yine düştüğünü görüyorum. Ak Partililer ile birlikte iftar yapıyorlar, ramazan sokağına gidiyorlar, mahalle mitingine gidiyorlar, ramazan sokağına geliyorlar, seçim bürosunda geçiyorlar. Yani baştan sona zaten Ak Partiye oy atacak seçmen ile oyalanıyorlar. Bire bir çalışmaların nerede ise hiç yapılmadığı bir seçim dönemi geçiriyor Ak Parti. Mahalle Mitingleri 7 Haziran seçimlerinde yapıldı, mitinge gelen herkes zaten Ak Partiye oy atacak seçmenler. Oy atmayı düşünmeyenler bu tür organizasyonlara gelmiyor. Seçim çalışmalarının temel amacı oy atacak seçmenle vakit geçirmek değil, oy vermeyecek seçmeni ikna etmektir. Çok net söyleyebilirim ki seçim 1-1-1 çizgisinde ilerliyor. Daha net söyleyebilirim ki Ak Parti 7 Haziran´dan daha kötü bir seçim dönemi yaşıyor. Kesin olan bir şey varsa ki oda MHP Kırıkkale´de İYİ Partiye 5 oy kaybediyorsa, Ak Partiden 10 oy alıyor. Zaten Ak Partinin yaptırdığı iddia edilen bir ankette Ak Parti %38,7 oy alırken aynı ankette MHP 27,0 oy alıyor. 170.000 seçmenin oy kullandığını varsayar isek Ak Parti 65.790 oy alıyor. Bu sayı bence 70.000´i geçmez, 65.000´in de altına düşmez. Anket şehir merkezinde yapıldığı için normal şartlarda Ak Partinin oyu daha fazla diyebilirdim ancak bu seçimlerde Keskin ve Sulakyurt´ta Ak Partinin eski başarılarını yakalayamayacağı aşikar. Kırıkkale´nin en büyük 2. Ve 4. İlçelerinde ciddi bir oy kaybı yaşanacak olması, bu sefer kırsal kesimin Ak Partiyi mutlu etmeyeceğini gösterir. Üstelik çiftçi yorgun, çiftçi kırgın, çiftçi küskün!

Millet ittifakında CHP ile İYİ Parti milletvekili çıkartmak için yarışıyor. Bu seçimin en kapalı kutusu İYİ Partidir. İYİ Parti seçmeninin korktuğunu ve sustuğunu söyleyebilirim. İYİ Parti 1. Sıra adayının MHP 2. Sıra adayı ile birlikte Keskinli olmasının faydalarını göreceklerini düşünüyorum. Keskin´de AK Parti, MHP ve İYİ Partinin gerisinde kalırsa şaşırmam. CHP´ye bakacak olursak çok net ifade edebilirim ki Pekdoğan aday olsaydı milletvekilliği tartışılmazdı. Ancak şuan ki atmosferde İYİ Parti ile kıyasıya bir yarış içerisinde. Muharrem İnce´nin yaptığı miting benim Kırıkkale´de gördüğüm en kalabalık CHP mitingiydi. Üstelik o kadar yağışa rağmen. Zaten aynı ankette CHP´nin %13,7, İYİ Partinin ise 13,0 oyu bulunuyor. Bu çok net gösteriyor ki kafa kafaya bir oy çıkacak. Bana kalırsa İYİ Parti bölgecilik faktörü ile bir adım önce. Ankette düşük gözükmesinin sebebi seçmenin korkmasından kaynaklanmaktadır.

Seçim için çok net konuşacağımız tek şey Cumhur ittifakının 2, Millet ittifakının 1 milletvekili çıkartacağıdır. Millet ittifakında İYİ Parti ile CHP öne geçmek için uğraşırken, Cumhur İttifakında MHP´nin hedefi Ak Partinin aldığı oyların yarısından 1 fazla oy almak. Yani seçim; beklendiği gibi ittifakların birbiri ile değil, ittifak üyeleri partilerin birbiri ile yarışı şeklinde geçiyor. Buradan çok net gözüküyor ki bu seçimin en büyük kaybedeni iki milletvekili kaybeden Ak Parti olacak. En çok kazananı ise normal şartlarda milletvekili çıkartması imkansıza yakın olan ancak bu seçimde milletvekili çıkartacak olan İYİ Parti yada CHP diyebilirim.

Gördüğünüz gibi acele işe şeytan karışır. Ne %51+1 Ak Parti için doğru bir seçim sistemiydi nede ittifak kanunu Ak Parti için doğru bir kanun oldu. Daha ileri gidecek olursak Erken seçim de Ak Parti için doğru bir karar değildi. Ak Partinin yapması gereken tek şey parti içerisinde ön seçim yapmak ve seçimlerde tercih sistemini koymaktı. Ayrıca Milletvekilliğini 600´e çıkartmak yerine, 500 Meclis Vekili, 100´de Türkiye Milletvekili seçecekti. 500 vekil önseçimlerden belirlenecek, 100 vekil genel merkez tarafından belirlenecekti. Böylelikle devlet yönetiminde etkin olan Ramazan Can gibi isimler Türkiye Milletvekilliği kapsamında seçime girerken, diğer adaylar ön seçime göre belirlenecekti. Bu durumda Ak Partide küskün kimse kalmazdı, hiçbir teşkilat yada adayda şu çalışmıyor diye günah çıkartmazdı. Son olarak bir şey eklemek istiyorum ki Ak Parti´de kimsenin şu çalışmıyor diyeceği bir seçim zamanı geçirilmiyor. Ben 1 Kasım çalışmalarında Oğuz Kaan Köksal´ı, 7 Haziran seçimlerinde Beşir Atalay´ı hiç görmedim. Ancak bu seçimlerde Mehmet Demir´de, Abdullah Öztürk´te kendileri aday gibi çalışıyorlar.