'Kilit Kavşak' Kırıkkale’den bayramda 1 milyon 335 bin araç geçti 'Kilit Kavşak' Kırıkkale’den bayramda 1 milyon 335 bin araç geçti


Ortadoğu´da hayat zor,Müslüman Müslüman´ı katlediyor.

Herhangi bir  kanıtı olmayan, sadece varsayımlar ile  kimyasal silahların kullanıldığı yönünde bir  kanaate varılarak Suriye´ye yapılan saldırıya  destek veriyor yöneticilerimiz.Diyelim ki Esat kimyasal silah kullandı,oysa ABD yıllardır kıyım yapıyor Ortadoğu´da.Esasen destek verilmesi değil de, cezalandırılması gereken Trump, Macron ve May´dir.

Gerçekten Suriye´deki  insanları mı düşünülüyor,yoksa pay alma hesabı mı yapılıyor?

Ya da pay bile değil hesap, sadece güçlünün yanında olmak için mi?Millet olarak yeni huylar geliştirdik çünkü,güçlünün yanında olunca kendimizi güçlü zannetmek gibi.

Kan emicilerin gözünde,Türkiye´nin Orta Doğu ülkelerinden ayrıcalıklı olmadığı,BOP projesi dahilinde olduğu, savaşın içine çekilmeye çalışıldığı,ülke bütünlüğü ve can güvenliğimiz tehlike de iken;

Olası düşünülen erken seçim,olasılıktan çıkıp MHP başkanının önerisiyle, Cumhurbaşkanının kararıyla  24.06.2018 günü gerçekleştirme kararı alınarak Türkiye´nin gündemine oturtulmuş durumda.

Evet ,sandığa gidiyoruz hepimizin bildiği üzere.

-Erken seçim nedir,neden erken seçime gidilir?

Türkiye´de  milletvekili seçimleri dört  yılda bir yapılır  ve milletvekillerinin partilere dağılımına göre en çok milletvekili çıkaran parti hükümeti kurar.

Sonrasında,

Eğer muhalefet parti hükümetin icraatlarından memnun değilse meclise önerge verir hükümetin düşmesini  sağlayabilir ya da Cumhurbaşkanının yetkisi dahilinde erken seçim kararı alınır.

Devlet Bahçeli, kağıt üzerinde muhalefet parti lideri; fakat  şu an fiili olarak  iktidar ortağı durumunda.

Yukarıda ne demiştik?

‘´Muhalefet partisi,iktidar partisinin icraatlarından memnun değilse meclise öneri getirir,mecliste kabul edilirse erken seçime gidilir´´dedik.

Devlet Bahçeli,hükümetin yönetiminden memnun değilse neden hükümeti destekliyor,memnunsa neden erken seçim istiyor?

Neyin acelesi?

Ülkede,halledilmesi gereken birinci öncelikli bir çok sorunlar  varken, hele ki en önemlisi beka sorunumuz varken seçime gitmek ne kadar doğru?

Abartısız her yıl seçim oluyor Ülkemiz de.Bu kadar sık seçime gidilmesi ekonomiye maddi,manevi külfet demektir.

Apar  topar seçim istemenin sırası mı şimdi?

Ülkenin çıkarlarını  en çok düşünmesi gereken Türk milliyetçisi bir parti liderinin istekleri ülke meselesinden daha mı önemli, yoksa  mesele koltuk bekası mı?

Lütfen yanlış anlaşılmasın!

Sadece milliyetçi bir parti başkanı olan birisinin sorunudur demek istemiyorum ülkenin beka sorununa.

Elbetteki,hepimizin sorunu.

Benim sorunum, senin sorunun,bakkalın,pazarcının,Ayşe Teyze´nin, Mustafa Amca´nın sorunudur.

Zamansız bir karar olmadı mı,hem de iki aylık bir sürece sıkıştırılıp,yangından mal kaçırır gibi,toplumu germenin mantığı ne?

Bu süreçte kim, neyine güvenerek ,neyin garantisi verilerek seçime gidiliyor.

Çok zaman geçmedi,bir ay kadar öncesi yapılan bir açıklamaydı.

Ülkenin nüfusunun çok önemli bir dilimini oluşturan kitlesine ‘´çatlasanız da,patlasanız da AKM´yi yıktık ‘´cümlesiyle mi  seçime gidilecek?

Sosyal  ve kültürel yapının gelişebilmesi için Atatürkçüye de, muhafazakara da,ateiste de,milliyetçiye de,ulusalcıya da ihtiyacımız var.Biz birbirimizi hazmetmek,hep beraber yaşamayı tekrar öğrenmek zorundayız.

Zorundayız diyorum,çünkü kindar bir nesil haline getirildik.

Gençler umutsuz,aileler çocuklarının istikbalinden kaygılı,bir çok olumsuzluğu beraberinde getiren işsizlik,beklenilen ekonomik kriz gibi sorunlar ile seçime gidiyoruz.

Pembe hayallerle partisine oy vermiş, maalesef on beş yılın sonunda hayal kırıklığına uğramış AKP seçmeni  ve adil bir seçim olmayacağına inanan muhalefet partilerin seçmeni ile,

Türkiye seçime gidiyor.

Yapılan anket sonuçlarına göre nüfusun yüzde seksen beşinin keskin bir kutuplaşmanın olduğunu kabul ettiği ve bu sonuçtan halkın memnun olmadığı bir ortamda seçime gidiliyor.

Önceki yapılan seçimler de insanların seve seve sandık görevi üstlendiği,önümüzdeki seçim için ise görev alırsam canıma zarar gelir endişesi yaşadığı,tahammül sınırlarının zorlanacağı bir ortamda saya söve,

Geleceğe,barışa,birliğe,beraberliğe dair  yatırım yapılmadan,yapıcı bir felsefe yaratılamadan  seçime gidiliyor,daha yıkıcı üslup kullanılarak, daha bölücü, daha çirkinleşerek.

Diyorum ve diliyorum ki,

Mustafa Kemal Atatürk ve yüce milletimizin emeğiyle  kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok partili sistemle sürekliliğini dileyerek;Umutların tekrardan yeşertileceği,geleceğe yolculuğun daha güvende yapılacağı,özgür sandıklarda fikirlerin bağımsızlaştığı bir Türkiye´de yaşayabilmemiz umuduyla.

 

TÜRK ULUSUNUN 23 NİSAN  ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK  BAYRAMI KUTLU OLSUN.