Kırıkkale Nüfus Müdürlüğü uyardı! “Yılsonuna kadar yapın!” Kırıkkale Nüfus Müdürlüğü uyardı! “Yılsonuna kadar yapın!”


 

Devenin üstünde kuduzun daladığı günlerde,

Kavim-kandaşı,

Dostu-arkadaşı,

Bil cümle tanıdığı dahil olmak üzere herkeslerin selam vermeye korktuğu,

Benim ise aynı zaman diliminde,

Yedirip içirdiğim,

Malımı paramı,

Canı, dostluğu esirgemeyip paylaştığım,

Ve

Kayın babasının, babam ile gardaşlığı nedeniyle akrabadan sayıp enişte dediğim Nevzat efendinin söz vermesine rağmen vermediği tek bir oy ile kaybetmiştim Hasan Burnucu´ya karşı CHP il başkanlığını.

Kara kara kimin oy vermediği hesabını yaparken Arap-Ali-Sincanlı Kubiş-Muharrem-kardeşim Mustafa ve ben, il binasından içeri Yücel Kızık girdi.

Uğraşmayın,

Size oy vermeyen arkadaşınız “Nevzat” ve zaferlerini kutlamak için şu an Köse petrolün ikinci katında toplanmış bulunuyorlar, dedi.

Gerçekten de öyle olduğunu gördük verilen adrese  vardığımızda..

Masada,

Kuşun sütü, yılanın ödü babından yiyecek,

70´lik rakı İki kişiye düşecek,

Bira-votka-viski ne ararsanız vardı içecek türünden ve bizimkiler çoktan zafer sarhoşu olmuştu bile.

Sakinleştirdi, Hasan Burnucu gerilen ortamı!..

Oturun kardeşim dedi,

Kendisinin başında olduğu dikdörtgen şeklinde dizayn edilmiş masanın sol tarafına dizildik.

Birlik-beraberlik, particilik adına yaptığı söylevden sonra,

“Ahmet Yeşil çok çırpınıyor, çok uğraş veriyorsun tamam da birader, senin bu toplumda ki ismin kaç oy´a tekamül ediyor söyler misin bana lütfen” dedi.

Henüz sakinleşmiş ve birinci dubleden bir yudum almışken aniden gelen bu soru karşısında, “bir oy´um var başkanım, şayet sandık başkanı izin verirse birde turnike kullanırım aha sana iki eder” dedim;

Güldü!..

Sağ başta oturan Ömer abiye dönerek “Ömer bey sizin kaç oyunuz var” diye sordu;

“Karakeçili-Karaahmetli-Bahşili-Hodar-Hacılar-Sarıkaya-kılıçlar-Irmak bucağı dahil olmak üzere on bin oy´um var başkan” dedi.

Eren bey ya sizin?

Aşağı Karakısık-Yukarı Karakısık-Koçubaba-Kulaksız-Balışeyh-Beşbıçak-Yenilli dahil bir on bin oy da benden başkan dedi…

Osman bey!..

Battal oba-Köse durak-Hıdırşıh-Aydınşıh-Pazarcık-Deredüzü-Ambardere-Kazmaca yaklaşık on bin oy da ben çıkarabilirim başkanım!..

Muharrem bey siz?

Şehir merkezinde yaşayanlarla beraber, Hasandede-Haydar sultan dahil bir on bin oy da benden!..

-Eee! Sende ki iki oy ile film koymayıp çeviriyorsun Ahmet bey kardeşim, Allahtan reva mı şimdi bu!?.

-abi pardon!..

-Bunlar kaçıncı dubleyi içiyorlar?

-beşten yudum aldılar!..

- adalet diyoruz, hakkaniyet diyoruz, hakça üretim kardeşçe paylaşım diyoruz ama pek değerli parti büyüklerime beşinci dublede sorduğun soruyu bana birinci dublenin birinci yudumunda soruyorsun… adalet varsa az biraz bekle!.. dedim…

Ve

Beşinci dubleyi bitirdiğimde  kırk bin oy çıkarttım tek başıma! Kalecik-Niğde-Kırşehir-Nevşehir-Kayseri nüfusuna kayıtlı Kırıkkale´de oy kullanacak insanlardan…

El sonuç:

Tarihinde ilk defa ve bir tek Kırıkkale o sene yapılan parti kurultayına delege seçip götüremedi ve akabinde yapılan genel seçim de ise parti baraj altında kaldı.

!!!!!!!!!!!!

Bazılarına inanılmaz,

Bazılarına komik,

Bazılarına da fıkra gibi gelebilir başımdan geçen yaşanmış bu hikâye, ama gerçek ve o gün masada bulunan en az 25 kişinin tamamı hayatta şu an.

Demem o ki,

CHP adına iyi parti ve demokrat parti arasında koordinasyonu sağladığını sandığım bir ablanın Geçen hafta “Selim özer-Karşıyaka mahalleri tamam,  yarın da falan filan mahalleleri tamamlayacağız” sözüne tanıklığımdan sonra gördüm ki, 1997 yılından günümüze CHP´nin oy isteme ve toplama anlayışından hiçbir şeyin değişmemiş.

Yazık!..

Elli yılı sol siyasetin içinde tükenen ve bu uğurda sekiz Ahmet´in arasından ayrışmak adına “komünist” lakabı yakıştırılan biri olarak gerçekten çok üzdü beni.